İŞVEREN TARAFINDAN EKSİK PRİM ÖDENMESİNİN HUKUKİ YAPTIRIMLARI

Makale, işveren tarafından eksik bir şekilde ödenen sigorta primleri ve bu eksik ödemelerin hukuki sonuçlarıyla ilgilidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesinin de vurguladığı üzere, işveren, prim günleri ve prim tutarını gösteren asıl hizmet belgelerini göndermekle yükümlüdür. Ancak, uygulamada bu kanun hükmünün sık bir şekilde ihlal edildiği ve kötüye kullanıldığı görülmektedir. Bu makale ile amaçlanan bu konuyla alakalı güncel hukuki problemlere ışık tutmaktadır.

Uygulamada işverenler istihdama getirilen vergi yüklerinin ağır olduğundan bahisle söz konusu vergi yüklerinden kaçınmanın hukuka aykırılık teşkil eden alternatif yollarını aramaktadırlar. Bunlardan biri de günümüzde sıklıkla görülmekte olan, eksik prim ödemeleridir. İşveren tarafından işçiye verilen ücret sigorta kurumuna eksik bildirilmektedir. Bu eksik bildirimin kurum tarafından fark edilmesinin önüne geçilmesi ise iki yolla sağlanmaktadır; bunlardan ilki; çalışan sayısı 10 kişiyi geçen ve iş kanununa tabi çalışan işçilerin istihdam edildiği şirketlerde, işçi ücretlerinin banka kanalıyla ödenmesi zorunlu olduğundan, işçiye verilen maaşın bir kısmının elden bir kısmının bankadan ödenmesi şeklinde, ikincisi ise çalışan sayısı 10 kişiyi geçmeyen yerlerde ücretin banka kanalı ile ödenmesi zaruriyeti olmadığından ücretin elden verilip, işçinin daha düşük ücretli çalıştığını gösteren bildirim şeklinde tezahür etmektedir. Ne var ki, işverenlerin yaptığı bu yanlış bildirim, Vergi Usulü Kanunu 359. Madde kapsamında “yanıltıcı belge” olarak nitelendirilmekte ve işverenin hukuki sorumluluğunun yanı sıra cezai sorumluluğuna da yol açmaktadır.

İşverene uygulanan hukuki yaptırımlardan ilki, 5510 sayılı Kanunun 102/c hükmünde belirtildiği üzere; SGK tarafından kesilecek para cezasıdır. İkinci olarak, Vergi Usulü Kanunu’nun 359. maddesinde işveren hakkında 1,5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Sonuncusu ise yine Vergi Usul Kanunu’nun 344. Maddesinde belirtilen işverenin ziyaa uğrattığı verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası almasıdır. Ancak söz konusu maddenin ikinci fıkrasında nitelikli hal olarak, uğratılan vergi ziyasının VUK 359 kapsamında olması halinde cezanın üç katı oranında arttırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Konunun işçi bakımından en önemli sonucu ise; işverenin yapmış olduğu eksik bildirimin işçi açısından İş Kanunu 24. Madde kapsamında haklı fesih nedeni sayılacağıdır. Böylece, iş akdini fesheden işçi, kanunda öngörülen şartları da taşıması kaydıyla kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.